top of page

ismini öğreniyorum - egemen tuğluay






ellerimi kollarımı sıvazladım bir yer edinmek için.


sana aşina bu kalabalıkta bir nefes ödünç almak gibiydi yürümek.


bir taş kanar mı, böyle kırmızı görülmez,


birbirimize sarılarak ağlamanın bazen sadece birbirimize yettiği anlarda


gülünç bulunuruz; kasabada elektrikler kesilir.



ben ismini öğrenmeye başladım sen bir kişi değilsin


yenildim bir his bu, süreğen, çocukluğumdan bir ben gibi.


oysa bir anda bir şey olurdu içimizin yangınında faturaların kimin adına kesileceğini, evdeki biten soğanı ve belki maaş gününü sayardık; yaşamak böyle bir şey.


Bağır çağır yorgunsun bir an bir an zamana anlam katansın.



artık herkesin bir tekrarı var, uyuşuk, yavan kıyasları önemli bulduğu ihtarları


ben mesela uzun süre evli kaldım, daha da yalnızlaştım


birileri koştular epey bir, varılacak bir yer yoktu.


öyle ekşi bir öfkeyle ne kadar ve nasıl durulabilirse, astım bir tabloyu kendimin yerine.



ismini öğreniyorum sen bir kişi değilsin. Bazen bir durum bazen bir his belki bir gece ürpertisi


öyle bir şey ki tarifi yok; üzgünsün ve en çok senin sesin çıkar kahkahalarda.


Eğer anlıyorsan beni hoş geldin. Bir ağustos akşamı birkaç dilim karpuz yiyerek yazıyorum bunları. Bu şiirdeki en üzücü cümleydi aslında.



ismini öğreniyorum. Belki gülümsüyorsun belki yoksun hiçbir zaman.


belki bir başkasısın ya da hep öyleydin.


ben senden ibaretim, ismini öğrendiğimde ben olabilirim.




İstanbul Ağustos 2024


 
 
 

Comments


bottom of page